NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
5 - (523) وحدثنا
يحيى بن أيوب
وقتيبة بن
سعيد وعلي بن
حجر. قالوا:
حدثنا
إسماعيل (وهو
ابن جعفر) عن
العلاء، عن
أبيه، عن أبي
هريرة؛ أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال:
"فضلت
على الأنبياء
بست: أعطيت
جوامع الكلم.
ونصرت بالرعب.
وأحلت لي
الغنائم.
وجعلت لي
الأرض طهورا
ومسجدا.
وأرسلت إلى
الخلق كافة.
وختم بي النبيون.
[ش
(أعطيت جوامع
الكلم) وفي
رواية الأخرى:
بعثت بجوامع
الكلم. قال
الهروي: يعني
به القرآن. جمع
الله تعالى في
الألفاظ اليسيرة
منه، المعاني
الكثيرة.
وكلامه صلى
الله عليه
وسلم كان
بالجوامع،
قليل اللفظ
كثير المعاني].
{5}
Bize Yahya b. Eyyûb ile
Kuteybetü'bnü Saîd ve Alî b. Hucr rivayet ettiler. Dedilerki: Bize İsmail —ki
İbni Câ'fer'dir— A'lâ'-dan, o da babasından, o da Ebu Hureyre'den naklen
rivayet etti ki ResûluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ;
«Ben diğer Nebiler
üzerine altı şeyle taziletli kılındım :
1) Bana Cevâmiü'l-Kelim
verildi.
2) (Düşmanlarımın
kalplerine) korku sindirilmekle mansûr kılındım.
3) Bana ganimetler helâl
kılındı.
4) Yeryüzü bana temizlik
vâsıtası ve secdegâh kılındı.
5) Ben bütün insanlara
Nebi gönderildim.
6) Benimle Nebiler sona
erdirildi.» buyurdular.
6 - (523) حدثني
أبو الطاهر
وحرملة قالا:
أخبرنا ابن وهب.
حدثني يونس عن
ابن شهاب، عن
سعيد بن
المسيب، عن
أبي هريرة؛
قال:
قال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
"بعثت بجوامع
الكلم. ونصرت
بالرعب. وبينا
أنا نائم أتيت
بمفاتيح
خزائن الأرض
فوضعت بين يدي".
قال
أبو هريرة:
فذهب رسول
الله صلى الله
عليه وسلم،
وأنتم
تنتثلونها.
[ش
(بمفاتيح
خزائن الأرض)
أراد ما فتح
على أمته من
خزائن كسرى
وقيصر.
(تنتثلونها) أي
تستخرجون ما
فيها].
{6}
Bana Ebu't-Tâhir ile
Harmele rivayet ettiler. Dedilerki: Bize İbni Vehb haber verdi. (Dediki): Bana
Yûnus, ibni Şihâb'dan, o da Said b. El-Müseyyeb'den, o da Ebu Hureyre'den
naklen rivayet etti. Ebu Hureyre şöyle demiş. Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) :
«Ben Cevâmiü'l-Kelim ile
gönderildim. (Düşmanlarıma) korku (verilmek) ile mansur oldum. Bir defa ben
uyurken bana yer hazînelerinin anahtarları getirilerek önüme konuldu.» buyurdular.
Ebu Hureyre: «Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) dünyâdan gitti (şimdi) o hazîneleri siz
çıkarıyorsunuz.» demiş.
(523) وحدثنا
حاجب بن
الوليد. حدثنا
محمد بن حرب
عن الزبيدي،
عن الزهري.
أخبرني سعيد
بن المسيب وأبو
سلمة بن
عبدالرحمن؛
أن أبا هريرة
قال:
سمعت
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم يقول مثل
حديث يونس.
{….}
Bize Hâcib b. Velid
rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Harb, ZUbeydî'den, o da Zührî'den
naklen rivayet etti. (Demişki): Bana Saîd b. El-Müseyyeb ile Ebu Selemete'bnü Abdirrahmân
haber verdiler ki Ebu Hureyre:
«Ben Resulullah
(Sallallahu Aieyhi ve Sellem)'i şöyle buyururken îşittim...» diyerek Yûnus
hadîs'inde olduğu gibi rivayette bulunmuş.
(523) حدثنا
محمد بن رافع
وعبد بن حميد.
قالا: حدثنا
عبدالرزاق.
أخبرنا معمر
عن الزهري، عن
ابن المسيب
وأبي سلمة، عن
أبي هريرة، عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم، بمثله.
{….}
Bize Muhammed b. Râfi'
ile Abd b. Humeyd rivayet ettiler. Dedilerki: Bize Abdürrazzak rivayet etti.
(Dediki): Bize Ma'mer, Zührî'den, o da İbnü'I-Müseyyeb ile Ebu Seleme'den,
onlar da Ebu Hureyre'den, o da Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen bu
hadîs'in mislini haber verdi.
7 - (523) وحدثني
أبو الطاهر.
أخبرنا ابن
وهب عن عمرو
بن الحارث، عن
أبي يونس مولى
أبي هريرة؛
أنه حدثه عن
أبي هريرة، عن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم أنه قال:
نصرت
بالرعب على
العدو. وأوتيت
جوامع الكلم.
وبينما أنا
نائم أتيت
بمفاتيح
خزائن الأرض،
فوضعت في يدي".
{7}
Bana Ebu't-Tâhir rivayet
etti. (Dediki): Bize ibni Vehb, Amr b. El-Hâris'den, o da Ebu Hureyre'nin
azatlısı Ebu Yûnus'dan naklen haber verdi. Ona da Ebu Hureyre, Nebi (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) 'den naklen rivayet etmişki Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem):
«Ben düşmanım üzerine
korku verilmekle mansûr kılındım. Bana Cevâmiü'l-Kelîm'de verildi. Bir defa ben
uyurken yer hazinelerinin anahtarları bana getirilerek ellerime konuldu.»
buyurmuşlar.
8 - (523) حدثنا
محمد بن رافع.
حدثنا
عبدالرزاق.
حدثنا معمر عن
همام بن منبه.
قال: هذا ما
حدثنا أبو هريرة
عن رسول الله
صلى الله عليه
وسلم. فذكر
أحاديث منها.
وقال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم:
نصرت
بالرعب
وأوتيت جوامع
الكلم".
{8}
Bize Muhammed b. Râfi'
rivayet etti. (Dediki): Bize Abdürrezzâk rivayet etti. (Dediki): Bize Ma'mer,
Hemmâm b. Münebbih'-den rivayet etti. Hemmâm:
— Ebu Hureyre'nin
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'ten bize rivayet ettikleri şunlardır,
diyerek bir takım hadisler zikretmiş; ez cümle: Resulullah (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem) :
«Ben Korku ile mansûr
oldum; Bana Cevâmiü'l-Kelim'de verildi.» buyurmuşlardır; demiş.
İzah:
Bu hadîsi Buhârî
«Kitâbü't-Ta'bîr» ve «Kitâbu'l-Cihâd» da tahrîc etmişdir.
Cevâmiü'l-Kelim:
Cem'iyetli kelimeler demektir. Bundan murâd: Az sözle çok mânâ ifâde etmekdir.
İbni Tîn'e göre Cevâmiü'l-Kelim'den murâd Kur'ân-ı Kerîm'dir. Fakat bazı
hadîsler de öyledir. Kur'ân-ı Kerim'de öyle âyetler ve ahâdîs-i Nevevîyye
içersinde öyle hadîsler vardır ki, metni bir satırı doldurmadığı hâlde şerh ve
îzâhı hakkında kitaplar yazılabilir. Böyle az sözle çok mânâ ifâde etmek
insanlar içinde yalnız Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e müyesser olmuş bir
hususiyettir.
Yer hazînelerinin
anahtarlarından murâd İbnî Tîn'e göre müslümanların ganimet olarak aldıkları
düşman kıratlarının hazîneleridir. İbni Battal dahî buna kânî olmuş ve:
«Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bununla yerdeki madenleri kasdetmiş
olabilir demiştir. Şüphesiz ki Arablar diğer milletlere nazaran fakirdiler.
Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu sözü ile ileride kisrâların,
kayserlerin hazîneleri müslümanların eline geçeceğini tebşir buyurmuş, netice
onun haber verdiği gibi çıkmışdır. Binâenaleyh mezkûr cümle Resûlullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'in mucizelerinden biridir. Ulemâ bu hadîs-i
şerifi, Cevamiü'l-Kelîm hadîslerden, onların ihtiva ettiği ince mânâları
çıkarmaya teşvik sayarlar. Hadîs'in sonunda Hz. Ebu Hureyre: «Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) dünyâdan gitti. Şimdi o hazîneleri siz
çıkarıyorsunuz.» diyerek Nebii Zişân (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) efendimizin
o hazînelerden elde edebildiğini ashabına paylaştırdığını, kendisine hiçbir şey
almadığını ve ashabın hâlâ onun vâ*d buyurduğu şekilde o hazîneleri elde
etmekde olduklarını anlatmak istemişdir.
Görülüyor ki babımız
hadîslerinin bâzılarında Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
«Bana beş şey verildi.»
buyurmuş; bâzılarında bunun üç şey olduğunu, bir rivayet de bilâkis altı şeyle
bütün Nebilere tafdîl buyurulduğunu beyân etmişdir. Bu husûsda daha birçok
rivayetler vardır. Bunların mecmuundan anlaşılıyor ki Resulullah (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem) e mahsûs olan hasletler beş değil on'dan bile fazladır. Hattâ Ebu
Sad-i Nisâbûrî «Şerefül-Mustafâ» adlı eserinde Nebi (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) 'e mahsûs olan hasletleri toplayarak altmışa kadar çıkarmışdır. İlk
nazarda bu bâbdaki muhtelif rivayetler arasında tearuz var gibi görünür. Çünkü
bâzılarında Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) 'e mahsûs hasletler beş,
bâzılarında altı, bir takımlarında dört, diğerlerinde üç olarak zikredilmişdir.
Bununla beraber hakikatte rivayetler arasında hiçbir zıddiyet yoktur. Bu
hususda Kurtubî şunları söylemektedir: Bunun tearuz olduğu zannedilmesin,
tearuz fikri ancak sayıların inhisara delâlet ettiği tevehhümünden doğar.
Halbuki mesele Öyle değildir. Çünkü bir kimse bende beş altın var dese, bu söz
o kimsede başka para olmadığına delâlet etmez. O adam başka bir defa: Bende
yirmi altın var, daha başka bir defa: Bende otuz altm var! diyebilir. Zîrâ otuz
altını bulunan bir kimse için yirmi altını, yahut on altını var demek doğrudur.
Burada hiçbir taâruz ve tenakuz yokdur. Caizdir ki Allah Teâlâ Hazretleri
Resul-i Zîşân'ına üç haslet tahsis buyurduğunu; sonra beş, daha sonra altı
haslet ihsan ettiğini haber vermiş olsun!»
Hâsılı bir şeyi adedle
tahsis ve tahdîd o adedden başkasını nefî sayılmaz.